Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimde yapay zeka kullanımına yönelik etik davranış ve tavsiyeler içeren bir kitapçık hazırlamış. Çalışma kötü değil, belki daha kapsamlı olabilirdi. Bir başka yayına diyelim…
MEB’in çalışması kötü değil kesinlikle, belki daha kapsamlı olabilirdi. Belki başka bir çalışmada detaylandırılabilir. En çok şu iki tavsiyeyi sevdim:
Öğrencilere:
“Önerileri sorgula: Yapay zekâ sana ödev veya çalışma yöntemi önerebilir; ancak bunları hemen uygulamak yerine düşünmeli ve gerekirse öğretmenine danışmalısın.”
Öğretmenlere:
“Dengeli Öğrenmeyi Destekleyin: Öğrencilerin yalnızca yapay zekâ araçlarına bağımlı hale gelmesinin önüne geçilmeli; yaratıcı, eleştirel ve bağımsız düşünme becerileri öne çıkarılmalıdır.”
Yapay zekanın eğitimde kullanımı gündeme gelmişken, Güney Kore’nin yapay zekayı ders kitaplarına entegre etme girişiminin neden başarısız olduğunu aktarayım sizlere. Tüm dünyanın ve eğitim camiasının alması gereken dersler var çünkü…
Güney Kore ne yapmak istemişti de işe yaramamıştı?
Ülkede planlanan, temel itibariyle ders kitaplarının yapay zeka destekli olarak genişletilmesiydi. Bu girişimin;
- Kişiye özel öğrenmenin yolunu açacağı
- Öğrenciler arasında eğitim temelli eşitsizliği azaltacağı
- Öğretmenlerin iş yükünü hafifleteceği
- Okulu terk eden öğrencilerin sayısını azaltacağı
düşünülüyordu.
Başlangıçta kulağa güzel geliyor değil mi? Fakat iş pratiğe döküldüğünde işin o kadar da kolay ve güzel olmadığı anlaşıldı.
Program, Güney Kore Eski Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol’un girişimlerinden biriydi. Yaklaşık 1.5 yıllık bir hazırlık sürecinin ardından 10’dan fazla yayıncı dijital ders kitaplarını geliştirmek için resmi onay aldı. Kitaplar hazırlandı ve eğitim öğretim yılının başında matematik, İngilizce ve bilgisayar bilimleri ders kitapları hazırdı.
İlk sorunlar teknikti. Sistem düzgün çalışmayınca tüm derslerin ertelenmesi gerekti.
İkinci sorun öğrenci odağıydı. Kendi bilgisayarında tek başınayken çalışan öğrenciler derslere odaklanmakta zorlandı. Sonuçta aynı bilgisayarı ders dışında da yoğun biçimde kullanıyordu.
Üçüncü sorun dijital derslerin seviyeleriydi. Baştaki kişiye özel öğrenmenin gerçekleşmediği görüldü. Pek çok öğrenci, derslerin kendi seviyesine uygun olmadığından yakındı.
Süreç bir hayli sancılı geçti. Kore Öğretmenler ve Eğitim Çalışanları Sendikası gibi kurumlar, programın sorunlu olduğu ve yapay zeka ders kitaplarının kullanımını zorunlu hale getirdiği gerekçesiyle dönemin Milli Eğitim Bakanı’na dava bile açtı.
Eleştiriler arasında programın çocuklara yönelik potansiyel riskleri göz ardı ettiği, veri koruma önlemlerinin eksik olduğu ve öğretmenler ile ebeveynlerin görüşlerinin dikkate alınmadığı da vardı.
En büyük eleştiri ise programın gereğinden hızlı devreye alınmasıydı. Geleneksel eğitim kitaplarında geliştirme yaklaşık 33 ay (18 ay geliştirme, 9 ay inceleme, 6 ay hazırlık) sürerken yapay zeka destekli ders kitaplarında bu süre toplamda 18 aya, yani neredeyse yarıya indirilmişti.
Sonuçta sadece 4 ay içinde uygulamadan vazgeçildi. Güney Kore hükümeti yapay zeka ders programı için ekipman ve öğretmen eğitimi dahil o ana kadar yaklaşık 1.2 trilyon Won (850 milyon dolar) harcamıştı.
Güney Kore’nin yapay zeka ders kitabı programı, projeyi hayata geçiren eski Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol’un kariyerini de doğrudan etkiledi. Yoon, çeşitli sebeplerle ülkede sıkıyönetim ilan etmeye çalıştığı için parlamentoda suçlandı ve birkaç ay sonra resmi olarak görevden alındı.
Seçim kampanyasında yapay zeka ders kitabı politikasından vazgeçme vaadi veren Lee Jae Myung yeni başkan seçildi. Birkaç ay içinde de bu programa ilişkin zorunluluk ortadan kalktı ve kullanım tercihi okullara bırakıldı.
Peki gelinen noktada durum ne? Ağustos ayında toplanan Güney Kore Ulusal Meclisi, yapay zeka tarafından üretilen ders kitaplarının statüsünü “eğitim materyali” olarak güncelleme kararı verdi.
Yani bu kitapların zorunlu kullanımı ortadan kalktı ve isteğe bağlı yardımcı materyaller olarak kullanılabilecek. Bu revizyon gelen tepkiler sonrası Yoon yönetimi altında alınmış fakat Yoon’un vetosuyla karşılaşmıştı. Yeni kararla bu durum da ortadan kalktı ve 2027 sonuna kadar geçerliliği devam edecek.
Sonrasında tekrar benzer bir deneme gelir mi çok emin değilim. Fakat o tarihe kadar yapay zeka tarafından hazırlanan ders kitaplarını kullananların eğitim kalitesinde belirgin bir avantaj olduğu görülürse benzer, fakat daha kontrollü bir süreci yeniden izleyebiliriz.

